İstiğfar İle İlgili Hadis-i Şerifler : “Allah’a yemin olsun ki ben, günde yetmiş defadan daha fazla Allah’a tövbe istiğfar ederim.”
“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, siz günah yapmamış olsaydınız, Allah sizi götürerek arkadan günah işleyen, sonra da Allah’tan mağfiret isteyen ve Allah’ın da kendilerini bağışlayacağı bir kavim getirir.”
“Kim ki amel defterinin sayfasının kendisini sevindirmesini isterse, istiğfara çokça devam eylesin.”
“Kim ki istiğfarı çok yaparsa, Allah da ona her çeşit üzüntüden ferahlık, her darlıktan çıkacak hayırlı bir yol verir. Ve beklenmedik yerden onu rızk landır.”
“Sizin hastalığınızı ve o hastalığınızın çaresini size haber vereyim mi? Uyanık olun ki sizin hastalığınız günah işlemeniz, ilacınız da istiğfar etmenizdir.”
Günah, öldürücü bir mikroptur. Onun panzehiri yani şifası istiğfardır. Kuvvetli iman sahibinin günah işlemesine imkân yoktur. Bütün günahların anası, dünyayı sevmekten ileri gelmektedir. “Pişmanlık” tövbe demektir.
Tövbe demek Hakk’a söz vermek, yaptığını bir daha yapmayacağını kesinlikle ifade etmek demektir.
Tövbe etmenin hepimizin üzerine farz olduğunu Kuran-ı Kerim açıklamaktadır:
“Hepiniz Allah’a tövbe edin ey müminler, ta ki korkuttuğunuzdan emin, umduğunuza nail olasınız.”
Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur:
“Tövbe eden Allah’ın sevgilisidir. Tövbe eden günahsız olmuş gibidir.”
Mevla bizden ağız tövbesi değil, gönül tövbesi istiyor; yaptığımızdan pişmanlık çekmemizi, günahımızın üzüntüsünü duymamızı istiyor.
“Dilden tövbe etmek, yalancılar tövbesidir.”
Resûlullah (s.a.v.) yine buyuruyor ki:
“Ey İnsanlar, ölmeden evvel tövbe edin. Müjdeler olsun, kim ki amel defterinde istiğfar bulursa, yani çokça istiğfar ederse. Her gün yüz defa istiğfar ediniz. Lisanla istiğfar yalancılar istiğfarıdır.”
Görülüyor ki tövbe, kalbin süpürgesi demektir. Kalbin içinde ne kadar bozuk fikirler, çeşitli kötü düşünceler varsa hepsini atar, temizler. Tövbe etmemek günahtır.
“Şüphesiz Yüce Allah, kulunun tevbesini can boğazına gelinceye kadar kabul eder.”