ı – Çocuğun Okul Başarısı Tek Ölçü Değildir
Okul, çocukların başarı potansiyelini ortaya çıkarmakta ve geliştirmekte her zaman yeterli olmaz. Okulda çok başarılı olmadığı halde okul sonrasında önemli başarılar elde etmiş çok insan vardır. Anne baba çocuklarının başarma gücünü sadece okul başarısı ile ölçerse, onların gerçek kapasiteleri ile ilgilenme ve onu geliştirme imkânlarından uzaklaşır. Çocukların okulda tökezlemeleri hayatta da tökezleyecekleri anlamına gelmez. Çünkü onlar gerçek başarma güçlerini ortaya çıkaracak olaylar ve ortamlarla henüz karşılaşmamışlardır.
2- Yüksek Beklenti Çocuğu Elde Edeceklerinden de Uzaklaştırır
Potansiyelini henüz bir üst sınıfa geçebilecek kadar kullanabilen bir çocuktan okul birincisi olmasını bekler ve ona bu yönde baskı yaparsanız
çocuk, sınıfını geçmekte de zorlanabilir. Beklentileriniz çocuğun kullanabileceği güçten daha fazla olmamalıdır. Çocuğunuzu, öğretmenlerini,
okul yönetimini ve sistemini, okulun kendi içinde taşıdığı engelleri iyi tanımazsanız çocuğunuz hakkında doğru bir beklenti oluşturamazsınız. Anne babalar şunu öncelikle bilmelidirler ki ülkemizdeki eğitim, okul, öğretmen, sistem problemleri sebebiyle çocukların en azından önemli bir kısmı elde edebilecekleri başarı seviyesinin altında kalmaktadırlar. Her şeyden önce okullarımızın çoğu, çocuğun veya gencin başarma potansiyelini harekete geçirebilecek, onun kabiliyetlerini ortaya koymasını teşvik edecek imkânlardan yoksundurlar. Okul bu imkânlara sahip olsa bile bu imkânları sunma
ve kullandırtma biçimleri, yansıttığı ruhsal ortamın yetersizliği ile çocuk için onu teşvik edecek bir cazibe taşımayabilir. Böyle bir durumda daha başarılı olması için çocuğunuza zaman tanımalı, erken değerlendirmelerden kaçınmalısınız. 1992’deki El Nino fırtınası çöllerde çiçek açtırmıştı, çünkü fırtına oraya nem taşımıştı. Kendi şartlarını bulduğunda mutlaka açacak bir çiçek gibi çocuğunuz da kendi potansiyelinin, kendi ruhunun, kendi markasının şartlarını yüzde yüz bulduğunda kesinlikle kendisine uygun bir başarı elde eder. Okulunu bitirebilmesi için elinizden geleni yapıp bir an bile yardımcı olmaktan vazgeçmediğiniz takdirde çocuğunuz büyük bir ihtimalle okul sürecini tamamlayabilecektir. Ondan sonrası
için ise kesinlikle endişe etmemelisiniz. Çocuğa olumsuzluk yüklememe görevi okul sürecinde daha da önem kazanır. Ona başarılı olmasını imkânsız kılacak sözler söylememeli, kendine güvenini yok etmemelisiniz. Etrafındaki herkes “Galiba hastasın!” dediği için gerçekten hastalanan adamın hikâyesini biliyorsunuz.
3- Okul Mutlaka Desteklenmelidir
Okullarımızdaki eğitim problemlerinin baş sorumlularından biri de anne babalardır. Bilhassa kalabalık sınıfların olduğu okullarda öğretmenler
bilgi ve tecrübelerini öğrencilerine yansıtmakta, onları çevreye yöneltmekte zorluk çekerler. Yüzlerce anne babanın öğrenimlerini, birikimlerini, projelerini, maddî imkânlarını okula yöneltmeleri ile okulun bir anda değişi vereceği ortadadır. Anne babaların kabiliyetleri, iş ortamları, eserleri, süratle okula intikal etmelidir. Ne yazık ki on binlerce doktorun, mühendisin, girişimcinin, kimyagerin, dilbilimcinin, ressamın, bestekârın, ziraatçının… enerjisi, kapasitesi, projesi okullarımızda görülmez, hissedilmez. Çevre tarafından desteklenmeyen bir okul, aynı desteklenmeyen, övülmeyen, teşvik edilmeyen bir öğrenci gibi başarı potansiyelini tam olarak harekete geçiremez. Anne babalar okul tarafından bir işbirliği projesi sunulmasını beklemeden enerjilerini okula çevirmelidir. Böylece cam fabrikasının yanındaki bir okulda camın nasıl yapıldığını öğrenmeden okulu bitiren bir öğrenci olmaz. Anne babalar bir seferberlik hali gibi bütün imkânlarını okula yönelttiklerinde o okulda sayısız kültür gezisi düzenlenebilir, sayısız iş yeri görülebilir, mahkemelerde duruşmalar, fabrikalarda üretim izlenebilir, birçok sergi açılabilir, birçok tiyatro oyunu-fılm seyredilebilir.
Daha çekici bir fizikî görünüm elde edilir, daha çok spor, daha çok sanat faaliyeti yapılabilir. Biz, anne babaların okul üzerinde sorumluluk duymaları ile birlikte birçok şeyin derhal değişivereceğine inanıyoruz.