Zaman Gazetesi’nde “Bir Osmanlı Hanımefendisi” başlığı ile küçük bir röportaj okumuştum. Müberra Çelik isimli hanımefendi çocukluk günlerini anlatırken sözü babasına getiriyor ve şöyle diyordu: “Babamın kısa bir süre dinlenmek için bir k a nepeye uzanıverdiği odaya girdiğimizde b a b am derhal toparlanır, kalkardı. Biz d e onun yanında hiç uzanıp yatmadık.” Aileyi çevreleyen maddî dekor ne olursa olsun çocuklarına böyle bir saygı ve dikkatle davranan bir babanın, onlara seçkin ve değerli ol ma duygusunu vermemesi imkansızdır, babanın davranışı büyük bir terbiyenin, fetheden bir insan anlayışının eseridir, kurmaca değildir. Çocuklarının kendisine saygılı davranması da sadece bir sonuçtur. Ailenin özel sesi, anne babanın ahlâkı ve terbiyesi ile en güzel armoniye ulaşır.