Çocuğun kendisine güvenini zayıflatacak yanlış davranışların içinde onun hatalarına karşı yanlış tepkilerin önemli bir yeri vardır. Bu yanlış tepkilerin başında çocuğun hatasının değil, kişiliğinin hedef alınması gelir. Sonuç olarak hata yerinde kalırken çocuk biraz daha, belki de Kişiliğin değil, hatanın hedef alınması her tür ilişkide dikkat edilmesi gereken bir kuraldır. “Alkoli. m”le mücadele “Ayyaşlarla Mücadele”ye dönüşürse, alkolizm güçlenir. Bizi ilgilendirmesi bir adamın “ayyaş” olması değil, alkolizmin zararlarıdır. (çocuklarımızda her şeyden önce çocuk için asla kirlenmemiş ve bozulmamış İnsanlık özü vardır. Onların hataları dol.ışırken o özü ezmemek gerekir. Çocukla şu mesajı almalıdırlar: yaptın, ama sen bu hatadan ibaret de doğruyu bulacak, yaşatacak,hatayı devam ettirmemeni sevmedim ama seni seviyorum. hiçbir hatanın bozamayacağı tertemiz dana sahipsin. Hatan büyük ama sen o vicdanın ve doğruyu bulma, yaşatma, yapımı büyüksün.” hataları üzerinde konuşulduktan veya sebebiyle cezalandırıldıktan sonra kendisini geleceğinden kopmuş, insani özden uzaklaşmış, doğruyu bulma duygusunu yitirmiş hissediyorsa, hayatı daha da yaşamaya değer bulmuyorsa, ne yapmış ne konuşmuş olursanız olun, demek ki yanlış yaptınız, demek ki yanlış konuştunuz. Çocuk üzerindeki davranışlarınızın doğru olup olmadığını anlamanızın kestirme yoludur bu. Şimdi çocuk ne hissediyor? Bir tükeniş mi, berrak canlı bir varoluş mu? Kendinden ümidi kesen çocuk doğruyu bulma ve yapma gücünden mahrum kalacaktır. Hatalarının çocuğu yok etmesine izin vermemeli,
ona düşünme, savunma, yorumlama fırsatı sunmalı, onun hata yapma potansiyelinden çok, doğru olanı yapma potansiyeli üzerinde durmalıdır. Yani onu “Buradan asla çıkamam!” diye düşünebileceği bir zindana değil, “Hemen çıkayım!” diye düşüneceği bütün kapıları pencereleri açık bir yere kapatmalısınız. Sadece bir yönü ile yaptığı hatadan dolayı, onun bütün potansiyelini cezalandırmak en zararlı bir davranış biçimidir.