Tarikatların ortak yanı, zikir ve insanın olgunluğa erişerek mârifetullâhı elde etmesidir. Böylece manevi yolculuğun zirvesine ulaşılır. Buna “seyr-i sülük” denir. Bu makamları elde etmek için çalışanlara ise tarikat erbabı denir.
Tarikatlar pek çok kola ayrılır. Ancak insanı Cenabı Hakk’a ulaştıracak yollar mahlukatın nefesleri sayısıncadır. Hepsi de Hazreti Muhammed Aleyhisselam’ın çizdiği yoldan geçmektedir. Bunları şöyle özetleyebiliriz:
Tarik-i Ahyâr:
Bu yol, farzları, Hazreti Peygamber’in sünnetlerini yerine getirmekle yani çok namaz kılmak, çok oruç tutmak, çok Kur’an okumak gibi şeriatın emirlerini yerine getirmekle kazanılır. Kişi bu yol ile Hakk’a vasıl olur.
Tarik-i Ebrâr:
Bu yol mücahede ve riyazat yoludur. Mücahede ile kötü ahlakı değiştirmek ve kalbi arındırmaktır. Riyazetin özü ise nefsin arzularını yapmamaktır. Bu iş kolay değildir, çok zordur. İnsan bu sayede kötü ahlaktan arınır ve kalbini tasfiye eder.
Tarik-i Şettâr:
Bu yol, aşk ehlinin yoludur. Bu yolun şartı insanın kendi iradesi ile ölümü kabul etmesidir. Bir ölümle ölen nasıl dünyadan tamamı ile el çekmeğe mecbur kalıyorsa, iradesi ile ölen insan da her şeyden vazgeçecek, hatta kendi vücudunu bile yok farz edecektir. Ehl-i cezbeden olup aşk ile tutuşmayan insan bu yolda yürüyemez. Bu yolda olan beşeriyyet kabuğunu aşk ateşi ile yakmalı, civcivin yumurtadan sıyrılıp çıktığı gibi çıkması gerekir.
Tarik-i Şettâr’ın kaideleri ondur:
1- Tevbe,
2- Dünya işlerinde zühd,
3- Tevekkül,
4- Kanaat,
5- Uzlet,
6- Devamlı zikir,
7- Bütün benlikle Hakk’a teveccüh,
8- Sabır,
9- Murakabe,
10- Rızâ.
Abdulgani Nablusi Hazretleri şöyle diyor: “İnsanı Allah’a ulaştıracak yol ikidir:
Birincisi: Tarik-i esmadır. Cenabı Hakk’ın isimlerini okurken ihlas içinde olmak, kalbi dünyaya ait düşüncelerden temizlemek ve Allah’a vasıl olmak için azim ve gayret göstermektir. Bu yol Efendimiz’den başka diğer peygamberlerin de yoludur.
İkinci yol ise: İlm ü billâh ve fena fiz zât yoludur. Bu yol yalnız Efendimiz Aleyhisselam’a aittir.”
Tarikatların hepsi esas ve ruh itibarı ile birdir. Çünkü zikrullah hepsinde esas olarak konulmuştur. Tarikatları birbirlerine kaynaştıran mübarek rabıta da Allah’ı zikretmektir.