Abdurrahman Sufi

By | 14 Ekim 2022

Topkapı Sarayı Kütüphanesi,
numara 961’de kayıtlıdır.
1) Esmâ-ül-müellifin; cild-1, sh. 437
2) Osmanlı Müellifleri; cild-3, sh.
242
3) Mir’üt-tevârih (Semdânîzâde, İstanbul-
1978); cild-2, sh. 109
4) Tuhfe-i Hattâtîn (Müstekimzâde
Süleyman Sa’deddhı Efendi, İstanbııl-
1928); sh. 668
5) Silk-üd-dürer (Murâdî); cild-2,
sh. 230
6) İslâmların ve bilhassa Türk Millet-
i rıecîbesinin tababete ettikleri
hizmetler (İbrahim Paşa, İkdam
Gazetesi, sene 1901, No: 2601)
7) Mecellet-ün-nisab (Müstekimzâde);
vr. 436
8) Beş buçuk Asırlık Türk Tababeti
Târihi (Osman Şevki); sh. 169
9) Kitâbu Düstûru Vesim fit-tıbb-il-
Cedid vel-kadîm İncelemesi ve ortaya
çıkan sonuçlar (Sırrı Akıncı,
İ. Ü. Tıp Fakültesi, Tıp Târihi
Enstitüsü, Uzmanlık Tezi-1964)

abdurrahman sûfî; Onuncu asırda yaşamış ünlü Müslüman astronomi âlimi. İsmi, Abdurrahmân bin Ömer bin Muhammed bin Sehl es-Sûfî olup, künyesi Ebü’l-Hasen’dir. 903 (H. 201) senesinde Tahran civarında bulunan Rey şehrinde doğdu. 986 (H. 376) senesinde vefât etti. Hayatı
hakkında fazla bilgi yoktur. Abdurrahmân Sûfî, aklının, zekasının keskinliği ve yapmış olduğu astronomik  asatlardaki dikkat
ve hassasiyeti ile meşhûr oldu. Zamânının âlimleri arasında seçkin, mümtaz bir yer işgal etti. Büveyhî hanedânından Adûdüddevle’nin hocası ve dostu
idi. Adûdüddevle, kendisini yetiştiren hocası olması sebebiyle, Abdurrahmân Sûfî’yi çok sever, hürmet ederdi. 975 (H.365) senesinde Melik  Adûdüddevle’nin oğlu Şerefüddevle, Bağdat’ı ele geçirdikten sonra, büyük bir ilim merkezi olan bu şehirde, Abdurrahmân Sûfî; çağdaşları Ebû Sehl el Kûhî, Ebû İshak İbrâhim bin Hilal, Ebü’l- Hasen el-Mağribî, İbn-ül- Alem ve Ebü’l-Vefâ gibi âlimlerin çalışma ve gözlemlerini tamamlamak,

düzeltmek ve kendi gözlemlerini geliştirmek suretiyle astronomide yeni bir devir başlattı.
Abdurrahmân Sûfî’yi astronomide üstad haline getiren, Suveru Kevâkibis- Sâbite ve Kitab-ul-ameli
bil-Usturlab adlı eserleridir. Onun bu iki eseri, o devirde İslâm aleminde, elden ele dolaştı. Doğulu ve batılı âlimler, onun bu
eserlerine çok önem verdiler. Bu sebeple de eserleri bir çok dillere tercüme
edildi. A b d u rra hm â n Sûfî, binlerce yıldızı senelerce inceleyerek yerlerini tesbit etti. Yıldızların hacimlerini yaklaşık olarak hesapladı. Bazı bilginlerin, sabit yıldızların miktarına 1025 demelerine karşılık o, bunların binlerce olduğunu ifâde etti. Görünmeyen yıldızların ise sayılamayacak kadar çok olduğunu belirtti. Hazırlamış olduğu astronomik cetveller, kendisinden önce hazırlanmış olan cetvellerden daha muntazam ve doğru idi. Abdurrahmân Sûfî, Batlamyus’u (Ptolemi) tenkit etti, yorumladı ve yeni nazariyeler
ortaya koydu. Suveru Kevâkib-is-Sâbite adlı eserini, esasında Batlamyus’un
Macisti’sine dayandırmaktadır. Fakat o, Batlamyus’un bir çok görüşünü
kabul ederek, onu körü körüne taklit etmedi. Bütün yıldızları teker teker astronomik gözlemlerden geçirdi. Yerlerini ve miktarlarını, hayret uyandıracak bir dikkat ve sağlamlıkla belirtti. Batlamyus ve daha önceki bilginler, burçlar dairesinin hareketini her 100 senede bir derece olarak tayin etmişken, o bunu 66 senede bir derece olarak hesapladı. Bugün modern
hesaplamalara göre bulunan değer 71,5 senede bir derecedir. Abdurrahmân Sûfî’nin eserlerinde dikkati çeken  husus, üslubunun çok kolay anlaşılır olmasıdır. Ortaya koyduğu bilgileri, araştırma, ve gözlemleriyle vesikalandırarak, sağlam esaslar üzerine
oturttu. Yıldız ve gezegenlerin yer ve şeklini
varlık olarak bizzat kendisi çizerek tesbit etti. Göklerin haritasını çizdi, renklendirdi ve onu yıldızlarla süsledi. Şekillerle mes’eleleri îzah etti.
Özelliklerini açıkladı. Yıldızların eski ve yeni isimlerini, Arapça’daki adlarını tesbit etti. Ayrıca bir de, gökyüzünü andıran bir
küre yaptırdı. Bu küresinin Kahire’de bulunduğu bildirilmektedir. Abdurrahmân Sûfî, Suveru Kevâkib-is-Sâbite
adlı eserinde, Batlamyus’un Macisti adlı eserini kaynak almak suretiyle, 48 klasik sabit yıldızlar grubunu inceledi. Bu gruplardan her birinin tarifini dört bölüm halinde Birinci bölümde; yıldızlar grubunun genel manada incelenmesi ve bu gruba mensup münferid yıldızların tesbiti yer almaktadır. Sûfî, bu incelemeleri sırasında Batlamyus nazariyesine karşı tenkitler yöneltmekte
ve daha sonra kendi gözlemlerini ortaya
koymaktadır.İkinci bölümde ise; gruba giren yıldızların Arapça orijinal isimlerini tesbit ve
tescil etti. Nihayet bu isimdeki yıldızların, Batlamyus nazariyesindeki yıldızların
hangilerine tekabül ettiğini inceleyerek, hüviyetlerini ortaya koymaya çalıştı. Üçüncü bölümde de; gruba mensup yıldızların iki ayrı tasviri verilmektedir. Bu tasvirden ilki, o yıldızın gök küresi üzerindeki
(yıldızlar alemindeki) görünüşüne göre; İkincisi ise gökteki (sema içindeki) görünüşüne göre verilmiştir. Son bölümde; grubu meydana getiren yıldızlrın cetveli verilmekte ve bunların mevkii, enlem,
boylam ve büyüklüklerinin tasnifi yapılmaktadır. Sûfî’nin verdiği bu cetveller, hemen hemen Batlamyus’un
Macisti’sindeki tanzime uygun düşmektedir. Sûfî’nin bu eseri, astronomi tarihi açısından  büyük bir önem taşımaktadır. Eser, Müslümanların sabit yıldızlar hakkında ortaya koyduğu sahih bilgileri ihtiva etmekte, Batlamyus’un vermiş olduğu tariflerin revizyonunu yapmaktadır. Bu yüzden
bu eser, sabit yıldızlar hakkında mühim bir müracaat kaynağı olmuştur. Hem İslâm ilim dünyasında, hem de batı ilim dünyasında derin izler bırakmıştır. Onun eseri, Müslüman astronomi âlimlerinden, özellikle Bîrûnî üzerinde etkili oldu. Bîrûnî bir çok eserinde sabit yıldızlardan
bahsederken, çoğu defa Abdurrahmân Sûfî’nin “Kitâb-ulameli bil-Usturlab” isimli eserinin 82a ve 83b sayfalan. Kitap Ayasofya Kütüphanesi 2642 numarada kayıtlıdır.Abdurrahmân Sûfî’nin bu meşhûr eserine müracaat eder ve ondan iktibaslar yapardı. Bîrûnî’den bir asır sonra İbn’us-Salâh adlı astronomi âlimi de, Sûfî’nin bu eserinden faydalandı. Ünlü kozmografya âlimi Zekeriyyâ Kazvînî de Acâib-ül-Mahlûkât adlı ünlü eserinde, Sûfî’den iktibasta bulunmakta, hatta bazı tasvirleri de aynen almaktadır. Abdurrahmân
Sûfî’den istifade eden diğer bir astronomi âlimi de, meşhûr Uluğ Bey’dir. Uluğ Bey, “Zîc-i Cedîd-i

Sultârıî”adlı e s e rin in , önsözünde Sûfî’nin eserinden büyük ölçüde istifade ettiğini ifade etmektedir. Yapılan araştırmalara göre Uluğ Bey, Sûfî’nin
eserinin Nâsırüddîn Tûsî tarafından yapılan Farsça tercümesinden faydalandı. Tûsî’nin bu tercümesi, İstanbul’da Ayasofya Kütüphânesi’nde 259 numarada kayıtlıdır ve 1969 yılında Tahran’da ofset baskısı yapılmıştır. Anlaşılan, Uluğ Bey bu tercümeyi okumuş ve kendi yıldız
kataloğundaki yıldızların tarifinde Tûsî’nin formüllerini uygulamıştır. Abdurrahman n Sûfî’den, Ortaçağ Avrupa dünyası ve Rönesans döneminde yapılan istifade şu merhalelerde gerçekleşmiştir: 1) Sûfî’nin eserinin Latince’ye tercüme edilmesi, “Libros del Saber de Astronomia” adlı 4 ciltlik kitap hazırlanırken olmuştur 2) Sûfî’nin, Kastilyalı Onuncu Alfonso’nun astronomi faaliyetleri yoluyla Avrupa bilim alanında tanınması. 3) Almanastronomi âlimi Petrus Agianus’un bazı eserleri ile onun Batı dünyasında tanınması. 4) T. Hyde’nin, Uluğ Bey’in Zîc’ini tercüme ve tefsir etmesiyle, Sûfî’yi dolaylı yoldan batıya tanıtması. Ayrıca İdeler adlı ilim adamı, Kazvînî’nin kozmografyaya ait Acâibül- Mahlûkât’ını açıklamalı olarak tercüme etmek sûretiyle, onu batı bilim dünyasına tanıtmıştır. Ingolstadt Üniversitesinde matematik profesörü olan Alman Petrus Apianus 1527’den, öldüğü 1552 yılına kadar Sûfî’nin adı geçen Süver-ül-Kevâhib adlı eserinin Arapça’sını kullandı. Eserlerinden bazılarında, yıldız ve burç isimlerini, “Azophi” şeklinde zikrettiği Sûfî’den almış, hatta yıl diz haritalarından birine, Sûfî tarafından tarif edilen Arabî isimli yıldız kümelerinden bazılarına yer vermiştir. Eserin bazı nüshaları; Escevriol (Madrid), Bibliotheque Nationale (Paris), Leiden Kütüphanesi (Hollanda), Library of Bodler (Oxford), India Office
(Londra) ve British Museum’da bulunmaktadır. Eser, İspanyolca, Fransızca ve İngilizce’ye tercüme edilmiştir. Nasiruddîn Tûsî de bu eseri Farsça’ya tercüme ederek çalışmalarında kullandı. Ondokuzuncu asırda Fransız bilgini J. J. A. Caussmde Perceral, Sûfî’nin Suver-ül-Kevâkib adlı eserinibütünüyle Fransızca’ya tercüme etmiş ve “Notices et extraits des manuscripts” ın on ikinci sayısının, 236-276 sayfalarında neşretmiştir. Ayrıca eserin tamamı Schillerug tarafından Fransızca’ya tercüme edilerek, 1874’te Description des Etoiles Fixes adıyla
Petersburg’da yayınlanmıştır.
1986 senesinde Frankfurt’da yeniden basıldı. Ayrıca Hindistan’da Haydarâbâd şehrinde 1954
senesinde basılmıştır. Diğer önemli eseri ise Kitâb-ul-amel bil Usturlab’dır. Eser 402 bölümden meydana gelmiştir. 1962 senesinde Haydarâbâd’da neşredildi. Ayrıca 1985 senesinde Fuad Sezgin tarafından diğer eserleriyle birlikte yayınlandı. Önemli eserlerinin bazıları da şunlardır: 1- Kitâbül- ercüze fil-Kevakib-üssabite, 2- Kitâb-üt-Tezkire, 3- Kitâbü Metarih-us-Şucaati 4- Kitâbi Suver-il-Kevâkib- is-semâni vel-erba’în. Abdurrahmân Sûfî’nin eserlerinden, modern astronomide de istifade edilmektedir. Günümüzde Nebulalardan biri onun eserlerinin ışığında keşfedildi. Onun astronomi ilmi, sahasındaki orijinal buluşları