Peygamberler silsilesinin son halkası olan İslâm peygam¬beri Muhammed (s.a.v), ümmeti ve bütün insanlık için örnektir.20 Onun getirdikleri ve yaşantısı, biz Müslümanlar için hayati öneme sahiptir. Her hâlimizde, her zaman ve mekânda onun gibi olmak, o’na benzemek, onu örnek almak ve ona itâat etmek bizim için en şerefli görevdir.21
Allâh Resûlu (s.a.v), bütün ibâdetlerde olduğu gibi, ibâdet¬lerin özü olan duâ konusunda da bizim için rehberdir. O, her fırsatta Rabbine duâ eder, her ân Onu zikirle meşgul olur, her vesilyle Onu anar ve dâima O’na yakarırdı.
Sevgili Peygamberimiz, hayatın her alanında devamlı duâ yapmıştır. Yatarken, kalkarken, eve girerken, evden çıkarken, câmiye girerken, câmiden çıkarken, bir işe başlarken, yeni bir elbise giyerken, aynaya bakarken, çarşıya çıkarken, bineğine binerken, gökyüzüne bakarken vs. her konumda ve her or-tamda kulluğun zirvesi olan duâdan geri durmamıştır. Onun hayatının her ânının duâdan ibâret olduğunu söylemek mübalağa sayılmamalıdır.
Allâh Resûlu, her nimete kavuştuğunda veya bir sıkıntı ile karşılaştığında hemen dâimâ Rabbine duâ eder ve ashâbına da böyle yapmalarını tavsiye ederdi.
Allâh Resûlü’nün aşağıda sunacağımız duâlarım incelediğimizde, bu duâ metinlerinin içinde Allâh’a hamd, O’na şükür, tekbir ve tehlil gibi ibâdetlerin de bulunduğunu görmekteyiz.