Anne babanın aşırı otoriter tavrı çocukta kaygıyı arttırır. Ruhu ezen bir baskı, çocuğun başarma potansiyelini eritir, onun kendisine ve çcv resine uyum sağlayabilmesine yarayacak bütün kişilik sistemini çökertir. Ödülden çok ceza ile karşılaşan, her hatasında başında kıyamet koparılan, bütün girişimlerine şüphe ile bakılan, başarısız olduğunda tehdit edilen çocuk, varlığına inandığı güçlü yönlerini de ailesine duyduğu güvensizlik içinde saklar. Çocuk, tek başına vahşi tabiat şartlarına terk edilmiş gibidir. Baskı altındaki çocuk sözlerine ve girişimlerine sınır koyar. Yeni arkadaşlar, yeni olaylar, yeni başarı fırsatları karşısında bocalar. Gücünü denemekten, yeteneklerini ortaya sürmekten “Ben de yapabilir miyim?” demekten korkar. Çünkü her an hesaba çekilme ve küçümsenme endişesi içindedir. Bir çocuğun hatalar yapabilme, başarısızlığı tatma imkânının olması onun
gelişmesi için çok gereklidir. Baskı altındaki çocuğun hata yapma hakkı olmadığından o da hiçbir şey yapmamayı tercih eder.Baskının meydana getirdiği gerilimden kurtulabilmek için çocuğun önünde iki yol vardır. Ya kendisini tamamen silecek ve özel bir dünyaya kapanacaktır. Ya da otorite saydığı her şeye karşı amansız bir saldırıya geçecektir. Yüksek kaygı, öğrenmeyi de zorlaştırır. Hiç kimseye yırtıcı bir hayvanın önünden kaçarken cebir veya kimya öğretemezsiniz.