evlilikte kaçınılmaz olarak bazı problemler doğabilir. “Aile ortamında hiç problem olmamalıdır.” demek gerçekçi olmaz. Çocuğa yapacağı
olumsuz etkiler açısından önemli olan problemlerin varlığı değil, anne babanın İni problemleri karşılama düzeyidir. Çocuk, problemlerden çok anne babasının problem karşısındaki tavırlarından etkilenir. Çok ağır problemlerin ortaya çıktığı kimi ailelerde anne baba, ilişkilerini doğru yöneterek çocuklarını bu problemlerin kötü etkilerinden uzakta tutabilmektedir. Kimi ailelerde ise problemler çok daha hafif olduğu halde anne babanın ilişkilerini yönetmede yetersiz kalmaları yüzünden çocuk ağır şekilde hırpalanmaktadır. Anne babanın birbirlerine karşı temel tavırları yanlışsa, aile içi iletişim zaten bütünüyle engelli hale gelecektir. Birbirlerini seven eşlerin çocukları için duygusal olarak daha yüksek bir gelişme imkânı sunacakları muhakkaktır. Ancak çocuğu asıl etkileyen, anne babanın birbirine karşı olan davranış biçimidir. Öyleyse anne babalar çocuklarının
gelişimlerine olumsuz etki edecek bir harekette bulunmak istemiyorlarsa, duygularını davranışlara dönüştürürlerken çok dikkatli ve sorumlu olmalıdırlar. Eşinizle ilişkilerinizi yönetmeye çalışırken şu soruyu daima sormalısınız: “Çocuğumun sağlıklı olarak gelişmesinden ne kadar sorumluyum? Şu anda bu sorumluluğu hissediyor muyum ve bu sorumluluğun gerektirdiği şekilde mi davranıyorum?” Kendilerine bu soruyu sormakta gecikmeyecek her anne baba, çocukları üzerinde zararlı olacak davranışlarını büyük ölçüde terk edecektir. Anne baba, ilişkilerindeki problemleri bilgi ve bilgelikle karşılayabildiği müddetçe çocuk güvende olur. Sinirlerinin yatıştırılmasını çocuklarının ruhsal ve duygusal güvenliğinden daha önemli gören anne babaların aile ortamını nasıl bir cendereye dönüştürebilecekleri açıktır.