Ya ilâhî sensin cümle sorulara tek bir cevâb, Silensin onca günâhı, yazansın misliyle sevâb, Bağışlarsın nadim olup, sana rücû edenleri; Teşvik edersin tevbeye, kabul edersin ey Tevvâb.. Yârabbi… Bağışlamak için beklersin bir vesile, Affedersin kullarını sonsuz merhametin ile… Anne bile yavrusuna senin kadar değil müşfik, Affetmek için kulunu tevbeye edersin teşvik… İstemezsin âsî ölüp, muhatap olsun cezaya, Reva görmezsin bizleri cevr ü ezaya… Şüphesiz ki bağışlanır Nadim olup da gelen ulu dergâhına. Bedel sayarsın îlâhî, Bir nasûh tevbesini, kulun bin günâhına… Yârabbi gazabın zorlu, Azabın öylesine çetin Ki, cümle cihanı yakar bir anlık hiddetin… Biliriz ki Rahimsin, Kahrından daha çoktur merhametin… Hulûs-i kalb ile sana yönelse bir kul, Elbette tevbesini eylersin kabul… Sen ki arzu etmezsin kuluna zulmetmeyi, Hilminle ertelersin vereceğin cezayı. Sensin tevbelerin yöneldiği yer, Biz âciz kullarız Yârab, Sensin Ekber Duyarsın gönüllerden yükselen cümle ahları, Bir ufak tevbeye Yârab, Bağışlarsın günâhları… Sana yöneliriz hatalarımızdan, Sana el açarız mağfiret için, Bağışlayan kudretine el açmamak niçin?.. Yârabbi sensin et-Tevvâb, Sensin bağışlayan cümle günâhları. Tevbe ediyoruz, Yâ İlâhî binlerce kerre, Binlerce kerredeki kerreler kadar tevbe, Yarattığın kâinattaki zerreler kadar tevbe!..