Allâhümme rabbe hâzihid da’vetit tâmmeti ves salâtil kâimeh, âti muhammedenil vesiylete vel fedıylete veb’ashü mekâmen mahmûdenillezî veadteh.
Cenabı Peygamber Efendimiz buyuruyor:
“Müezzin ezan okuduğu vakit dinleyin, cevap verin. Ne derse söyleyin. Hayye ales salâh, hayye alel felaha gelince: “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” deyiniz. Müezzin bitirince siz de bitirip bir salavatı şerife getirin ve bu duayı okuyun. Bunun karşılığında söz veriyorum, şefaat ederim.”
Ezam dinlemek vacip gibidir. Sünnet diyenler varsa da vacip olduğunu söyleyen alimler de vardır. Mutlaka dinlemek lazımdır. Gülistanı diyor ki: “Ezan okunurken bir insan gevezelik eder de günah işlerse, maazallah imansız gider. “Bu hareketten ezanı tahkir çıkar. Sünneti vechi üzere okunan ezanı dinlemeyen mutlaka bir sille yer.
Sünnet vechi üzere okunursa ne olur? Biliyorsunuz, ezanlar şimdi şarkı gibi okunuyor. “Hayye ales salâh” cümlesini en fazla çeksen dört elif miktarı uzatabilirsin. Sekiz on elif çekmek nedir? Şöhret için ezan-ı Muhammediyyeyi bozuyorlar. Eğer tecvid üzere okursanız, Allah Teala sevabınızı arttırır.
Müezzinler eğer ezanı sünnet üzere okursa, ahirette Cenabı Hakk’ın en sevgili kullan olacaktır. Kıyamet günü onlardan daha uzun boylu kimse olmayacaktır. Şayet şarkı gibi okunuyorsa, bu müjdelere nail olmak şurada kalsın, üstelik günahtan başka bir şey kazanamayacaktır.
Ezanı müslümanca okumalıdır. Müslümanlar dinlesin, memleketimizden musibetler defolsun. Salavat-ı şerifelerin kıymetlilerinden bir diğeri de namazda okuduğumuz salavatı şerifelerdir. Bunlar “Allâhümme salli, Allâhümme bârik”tir. Bunlar da en kıymetli salavatı şerifelerdendir.
Cenabı Peygamberimiz (s.av.) buyuruyor:
“Tam ölçekle sevap almak isterseniz bu şekilde üzerime salavat getirin.”