Fetih Suresinin ManasıFetih Suresinin Manası: Rahman ve Rahim olan Allah adıyla..
*Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik.
*Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın. Sana olan nimetini tamamlasın ve seni doğru yola eriştirsin.
*Ve çok şerefli bir zaferle Allah sana yardım edecektir.
*İnançlarının kat kat artması için mü’minlerin kalplerine huzur ve sükunet indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah her şeyi bilendir ve hikmet sahibidir.
*Bütün bu lütuflar mü’min erkeklerle mü’min kadınları, içerisinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.
*Bir de bunlar, Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah’a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azab etmesi içindir. Kötülük onların başlarına gelsin. Allah onlara gazab etmiş, lanetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir.
*Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah aziyzdir, hakiymdir.
*Doğrusu biz seni şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
*Ki sizler Allah’a ve Peygamberine iman edesiniz. O’na saygı ve O’na ta’zimde bulunasınız. Sabah akşam O’nu teşbih edesiniz.
* Muhakkak ki sana baş eğerek ellerini vermiş olanlar, ancak Allah’a baş eğerek ellerini vermiş sayılırlar. Allah’ın kudret ve rahmeti onların ellerininüzerindedir. Verdiği bu sözden dönen, ancak kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine getirene Allah büyük ecir verecektir.
*Bedevilerin savaştan geri kalmış olanları, sana: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu. Allah’tan bizim bağışlanmamızı dile.” diyecekler.
*Onlar, kalplerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: “Allah size bir zarar gelmesini dilerse, yahut da bir fayda elde etmenizi isterse, *O’na karşı kimin gücü bir şeye yeter? Kaldı ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
*Aslında siz Peygamberin ve inananların ailelerine dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helak edilmeyi hak etmiş bir topluluk oldunuz.
*Kim Allah’a ve Rasulü’ne iman etmezse, şüphesiz biz, kafirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır.
*Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar ve dilediğini cezalandırır. Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
*Siz ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: “Bırakın, biz de arkanıza düşelim.” diyeceklerdir. Onlar, Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: “Siz bizimle gelemeyeceksiniz. Allah daha önce böyle buyurmuştur. Onlar size: “Hayır, bizi kıskanıyorsunuz.” diyeceklerdir. Bilakis onlar pek az anlayan kimselerdir.
*Geride bırakılan o bedevilere de ki: “Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağrılacaksınız. Onlarla ya dövüşürsünüz, ya da onlar müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükafat verir. Ama daha önce döndüğünüz gibi, yine dönecek olursanız, sizi çok şiddetli bir azab ile cezalandırır.”
*Gözleri görmeyen kimse savaşa gelmezse ona bir sorumluluk yoktur. Topala ve hastaya da sorumluluk yoktur. Kim Allah’a ve Peygamber’ine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennete koyar. Kim de geri kalırsa, onu can yakıcı bir azaba uğratır.
*Andolsun ki, Hudeybiye de, ağacın altında sana biat ederlerken, Allah o mü’minlerden razı olmuştur. Onların kalplerindeki sadakati bildi de üzerlerine huzur ve sükunet indirdi ve kendilerine yakın bir fetih ihsan etti.
*Allah, onları elde edecekleri bir çok ganimetlerle de mükafatlandırdı. Allah üstündür, hikmet sahibidir.
*Allah, size elde edeceğiniz bir çok ganimetler vaad etti. Bunu size çabucak verdi. İnsanların ellerini sizden çekti ki, bu inananlara bir ibret olsun ve sizi dosdoğru yola iletsin.
*Bundan başka sizin güç yetiremediğiniz, ama Allah’ın sizin için kuşattığı ganimetler de vardır. Allah her şeye kadirdir.
*İnkar edenler sizinle savaşsalardı yüzgeri döneceklerdi. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardı.
*Allah’ın önceden gelip geçmişlere uyguladığı kanunu budur. Allah’ın kanununda değişme bulamazsın.
*O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke’nin ortasında, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir.
*Onlar, inkar eden ve sizin Mescid-i Haram’ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer Mekke’de kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle mü’min kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı,
*Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı, elbette onlardan inkar edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.
*O zaman inkar edenler, kalplerine taassubu, cahiliyet taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükunet ve güvenini indirdi, onların takva sözünü tutmalarını sağladı. Zaten onlar buna layık ve ehil kimselerdi. Allah her şeyi bilendir.
*Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verildi.
* Bütün dinlerden üstün kılmak üzere,Peygamber’ini hidayet ve hak din ile gönderen O’dur.Şahit olarak Allah yeter.
* Muhammed, Allah’ın elçisidir. Beraberindebulunanlar da kafirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükû ve secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Onlar,yüzlerindeki secde izlerinden tanınırlar. Bu, onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir;Onlar, filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu güçlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzer ki, bu ziraatçıların da hoşuna gider.Allah böylece onları çoğaltıp güçlendirmekle kafirleri öfkelendirir. Allah, inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükafat vaad etmiştir.