İslam’a Davet

By | 26 Haziran 2020

Beni Âmir kabilesi yaşlılarından birinden rivayet edildiğine göre şöyle demiştir : 

Biz Ukkaz panayırında iken Rasulullah (SA.S) bize gelerek : 

— Siz hangi kabiledensiniz? diye sordu. 

— Beni Âmir b. Sa’sa’a kabilesindeniz, dedik. 

— Bu kabilenin hangi boyundansınız? buyurdu. 

 — Beni Ka’b b. Rabia boyundanız, dedik. 

— Size sığınan bir kimseyi korumaya gücünüz var mı? diye sordu. 

— Bizim yanımızda olan bir kimseye kesinlikle yan bakılamaz. Bizden habersiz bizim ateşimizle hiç kimse ısınamaz, dedik. 

  • Bunun üzerine Rasulullah (SAS.) :  

— Ben Allah’ın elçisiyim. Eğer size gelirsem Al‘ahın emrini halka tebliğ edene kadar beni koruyacak mısınız? Size söz veriyorum, sizden herhangi birinizi bir şeye zorlamayacağım, buyurdu. 

Kendisine : 

— Beni Kureyş kabilesinin hangi boyundansın? 

 

dedik. 

— Ben Abdulmuttalib’in torunlarındanım, dedi. 

O halde Abdimenaf oğulları sana niçin yardım etmiyorlar? dedik. 

Herkesten önce beni yalanlayan ve beni kovanlar onlardır, dedi. 

Fakat, biz seni ne kovar, ne de sana imân ederiz. Ancak Rabbinin emrini tebliğ edinceye kadar herhangi bir kimsenin sana dokunmasını önleriz, dedik. 

Bunun üzerine gelip bize indi. Halk da alışverişte idi. Derken Bücre b. Kays el.Kuşeyri çıkageldi ve z 

Yanınızda gördüğüm bu adam kimdir? Daha önce onu hiç görmedim dedi. 

Kureyş kabilesinden Abdullah oğlu Muhammed’dir, dedik. 

Onunla ne ‘liginiz var? diye sordu. 

Biz : 

Allah’ın elçisi olduğunu ileri sürüyor ve Rabbinin emrini halka tebliğ edene kadar kendisini himaye etmemizi istiyor, dedik. 

 Siz ona ne dediniz? diye sordu. 

Biz : 

Hoş geldin, safa geldin. Seni memleketimize götüreceğiz. Ve kendimizi nasıl himaye ediyorsak seni de öyle himaye edeceğiz? dedik. 

Bücre : 

Şu panayırda toplananlar arasında sizden daha 

korkunç ve belalı bir şeyle memleketine dönen bir kimseyi göremiyorum. Bu o demektir ki bütün halka karşı göğüs geriyorsunuz ve bütün arapların tek bir yaydan ok atmalarından korkmuyorsunuz. Onun kabilesi ve yakınları O’nu daha iyi tanıyorlar. Eğer onun yüzünde bir hayır görmüş olsalardı herkesten çok onlar mutlu olacaklardı. Aşiret ve yakınları tarafından yalanlanıp kovulan bir kimseye sahip çıkıyor ve O’nu aranızda barındırıp yardımcı oluyorsunuz. Ne kötü şeydir sizin bu görüşünüz, dedikten sonra Resulullah (SA.S) a dönüp : Kalk! Kendi kavminin yanına git. Eğer sen benim kavmimin yanında olmasaydın

Allah’a yemin ederim ki

şimdi boynunu vuracaktım, dedi.

Bunun üzerine Rasulullah (SA.S) gitmek üzere kalkıp devesine bindi. Bücre. deveyi dürttü. Deve silkinince Rasulullah düştü. 

O gün Mekke’de Müslümanlığı kabul eden kadınlardan biri olan Dubâa b. Âmir b. Kurt da amcasının oğullarını ziyarete geldiği için orada idi. Kadın bu manzarayı görünce dayanamayarak : 

Ey Âmir oğulları’ Gözünüzün önünde Allah’ın Resulüne bu hakaret yapılır da hiç ses çıkarmazsınız, dedi. Bunun üzerine amcası oğullarından üç tanesi kalkıp Bücreyi tutup yere attılar. Bücrenin göğsü üzerine oturup onu yumruklamaya başladılar. Bunu gören Rasuıuııah (SAS) : 

 Ya Rabbi! Bunların üzerine bereketini indir; ötekilerini de rahmetinden uzaklaştır , diye dua etti.