KUR’AN-I KERİM İLE İLGİLİ DUALAR : Kuran, semavi dinlerin sonuncusu olan Müslümanlığın kutsal kitabıdır. Onun muhatabı, bir kabile veya millet değil, bütün beşeriyettir (tüm insanlıktır). Kuran’ın ifadesine göre Müslümanlık (İslam), insanlığın fıtri dinidir. “Allah’ın yarattığı fıtrat ki bütün insanlar onunla yaratılmıştır. Allah’ın yaratışında değişiklik yoktur. İşte en doğru din budur. ”
Bu itibarla Kuran’ı tebliğ eden Hz. Muhammed’den evvel gönderilen bütün peygamberler, aynı dini tebliğ etmişlerdir. Bundan dolayı Müslümanlık, tâ başlangıçtan beri bütün beşeriyetini kaplamakta ve tâ sonuna kadar bütün insanlığı kucaklayacak kabiliyettedir. Bütün peygamberlerin tebliğ ettikleri din aynı dindir. Ancak beşeriyetin değişen ihtiyaçlarına göre, esasta (iman ilkelerinde) değil fakat teferruatta değiştiğinden, İslamiyet’in son şekli Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından tebliğ ve Kuran ile ifade olunan şeklidir.
“İslam” kelimesi dinimizin özüdür. “İslam” evvela barışıklığı (müsalemeti, uyumluluğu) ifade eder. Bu itibarla barışıklık (müsalemet), İslamiyet’e hâkimdir. Yüce ve şanlı Kuran’a göre Müslüman, hem Rabbiyle, hem kendi cinsiyle sulh (barış) içinde yaşayan insandır.
Allah ile anlaşma; her kudsiyetin, her hayır ve lütfün kaynağı. olan Allah’ın iradesine bağlanmak; insanlarla anlaşmak, onlara ancak iyilik etmektir. Kuran bu iki sıfatı şu ayet-i kerimede toplamıştır:
“Kim kendini Allah’a teslim eder ve başkalarına iyilikte bulunursa, Allah’ın mükâfatına kavuşur, hiçbir korku ve endişeye de uğramaz. ”
Kur’an-ı Kerim’e göre yegane yol ve kurtuluş bundadır. Müslüman tam bir huzur içinde yaşadığından, onun dimağı da (zihni de), kalbi de itminan (güven) içinde yüzer. Müslüman’ın Müslüman’a hürmeti “Selam” ile ifade olunur.
“Cennet’e girenlerin birbirine karşı sağlık dilekleri Selam’dır. ”
“Onların orada (Cennet’te) duyacakları söz, Selam’dan ibarettir. ”
Es-Selam, barışıklığı yaratan Allah’ın isimlerindendir. İslamiyet insanları hak ve hakikate ulaştırır. O halde barışıklık İslamiyet’in ruhudur. Ve Müslümanlık barışıklık dinidir. Bu itibarla Kuran, beşeriyetin ihtiyaçlarını temin eden ve bütün insanların hal ve hareketlerini sağlamlaştıran ilahi bir kitaptır. Aynı zamanda bu kitap bütün duaların özü ve kaynağıdır. Kişi Kuran’la dua ederse, arzusu yerine gelecek ve Mevlâ’sına kendisine özgü lisanıyla yalvaracaktır. Bu bakımdan Kuran bütün dualarımızın mecmuasıdır (toplamıdır). Bunlara sadakatla sarılmak ve ona göre dualarda bulunmak başta gelen ödevimizdir.
Kuran-ı Kerim, bütün insanlığın kutsal kitabıdır. Kuran-ı Kerim bütün beşeriyete rüşd ve ıslah devri açan Hz. Muhammed’e vahiy suretiyle melek Hz. Cebrail tarafından indirilmiştir. Vahye vasıta, Cebrail Aleyhisselam oldu. 114 sure ve 6666 ayet-i celileden ibarettir. Ayetlerin hepsi tevatür (kesin aktarım) yolu ile kaydolmuş, hiçbirinde şek ve şüphe vuku bulmamıştır.
Müslümanlar Kuran-ı Kerim’e son derece hürmet gösterirler. Temiz olmazlarsa kitaba el sürmezler. Kuran’da: “Lâ yemessuhu illel- mutahharûn: Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” buyrulmuştur.