Ebu Hureyre (radıyallahu anh) dedi ki: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namaza başladığı zaman hiç bir şey okumadan,
kısa bir müddet sustu. (Kendisine) “Anam babam sana feda olsun ey A llah’ın Rasulü, tekbir ile kıraat arasında sustuğunu gördüm. O arada ne söylüyorsun?” diye sordum. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu Allah’ım! Doğu ile batının arasını ayırdığın gibi benimle günahlarımın arasını ayır. A llah ’ım! Beyaz elbisenin kirden temizlenmesi gibi beni günahlarım dan temizle. A llah’ım! Günahlarım karla, suyla ve doluyla yıka!” diyorum.?Cübeyr b. M ut’im (radıyallahu an/ıj’dan rivayet edildiğine göre o, Allah Rasulü’nün namaz kılarken şöyle dediğini görmüştür: “Allah, çok büyüktür. Allah’a, çokça hamdolsun. Sabah ve akşam, Allah’ı teşbih ederim. (Üç kere) Recmedilmiş şeytandan, onun şişirmesinden, fısıltısından ve vesvesesinden Allah’a sığınırım. ”Şeytanın şişirmesi kibir, fısıltısı şiir, vesvesesi ise kötü ilhamdır.Aişe ve Ebu Said (radıyallahu anhuma/dan ve başkalarından rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namaza başlayınca “Allah’ım! Seni, hamdinle teşbih ve tenzih ederim. Senin ismin pek yüce, şanın çok uludur ve senden başka ilah yoktur” derdi.80 Müslim, Ömer (radıyallahu an/ı/dan onun tekbir alıp sonra bu dua ile namaza başladığını rivayet etmiştir Ali (radıyallahu anh) dedi kİ: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) namaza durduğu zaman şöyle derdi:”Yüzümü, hanif olarak gökleri ve yeri yaratana yönelttim ve ben, müşriklerden değilim. Namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Bununla emrolundum ve ben müslümanlardanım. Allah’ım! Sen, kendisinden başka ilah olmayan Meliksin. Sen Rabbimsin, ben ise kulunum. Ben nefsime zulmettim ve güna hımı itiraf ediyorum. Bütün günahlarımı bağışla! Muhakkak ki günahları bağışlayan yalnız sensin. Beni, ahlakın en güzeline yönelt ki ona da ancak sen yöneltirsin. Allah’ım! Kötü ahlakı benden uzaklaştır ki onu ancak sen uzaklaştırırsın. Emret, emrine amadeyim. Hayrın hepsi senin iki elindedir. Şer ise senden değildir. Ben, seninle vanm ve sana döneceğim. Sen, m übarek ve yücesin. Senden, bağışlanma diler ve sana tevbe ederim .’82 Aişe (radıyallahu anh) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gece namazına durduğunda şu sözlerle namaza
başlardı: “Cibril’in, Mikail’in ve İsrafil’in Rabbi, göklerin ve yerin yaratıcısı, görüneni ve görünmeyeni bilen Allah’ım! İhtilafa düştükleri konularda, kulların arasında sen hüküm verirsin. Ayrılığa düşülen konularda izninle beni doğruya yönelt. Şüphesiz ki sen, dilediğini dosdoğru yola İbn Abbas (radıyallahu anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gecenin son üçte birinde namaza durunca şöyle derdi: “Allah’ım, hamd sanadır. Sen göklerin, yerin ve onlarda bulunanların nurusun. Hamd ancak sanadır. Sen, göklerin, yerin ve onlarda bulunanların melikisin. Hamd ancak sanadır. Sen, göklerin, yerin ve onlarda bulunanların rabbisin. Sen haksin, senin vaadin de haktır. Sözün haktır, senin huzuruna varmak haktır. Cennet ve Cehennem haktır, Peygamberler haktır, Muhammed haktır, kıyamet haktır. Allah’ım sana teslim oldum, yalnız sana iman ettim ve yalnız sana dayandım. Senin için mücadele ettim ve seni hakem kabul ettim. Benim geçmiş, gelecek, gizli ve açık günahlarımı bağışla! Sen benim tek ilahımsın, senden başka ilah yoktur.”84 yöneltirsin.”83