Tavşanla Arslan
Uçsuz bucaksız bir ormanda azılı bir arslan yaşamaktadır. Ormandaki tüm hayvanlar, korku içindedirler. Böyle yaşamaktansa bir çare ararlar. Düşünür, taşınır, aralarından bir heyet seçerek arslana gönderirler
— Ey ormanların şahı arslan… Her gün içimizden birini yakalıyor, yiyorsun… Buna bir diyeceğimiz yok, fakat bu zahmet niye? Sen tahtında otur, biz, sana hergün içimizden birini yollarız, sen de rahatça yersin. Böylece, biz de sen de huzur içinde ömrümüzü geçiririz, derler.
Bu teklif arslanın hoşuna gider. Kabul eder. Artık her sabah bir hayvan arslana teslim olmaktadır.
Günlerden bir gün, sıra tavşana gelir. Hayvanlar :
Eh ne yapalım, kısmet böyle… Çoğumuzun rahatı için birimizin ölmesi gerek… Haydi vakit geçirmeden yola düş… Arslanı kızdırmayalım… derlerse de tavşan işi ağıra alır, pek aldırmaz. Hayvanlar telâş içindedirler. Nihayet yalvara yakara tavşam yola düşürürler.
Tavşan, kayıtsız, seke oynaya arslanın huzuruna gelir ama, vakit de bir hayli ilerlemiştir.
Açlıktan ateş püsküren arslan, kükrer :
Nerede kaldın? Bu gecikmene sebep ne? „
Tavşan, yalancı bir telâşla terlerini siler, boynunu büker
. Aman efendim, ben saygıda kusur etmedim. Sabah erken yola çıktım, ama diğer bir arslan yolumu kesti. elinkurtuluncaya kadar neler çektiğimi bilmezsiniz?., Arslamn öfkesi büsbütün başına vurur :
Kim bü küstah? Bu ormanda yalnız benim hükmüm geçer. Kimmiş o, çabuk söyle? ..
Tavşan durumdan memnun, hep öteki arslanı överr böylece arslanın onurunu incitir. Arslan dayanamaz… — Düş önüme, göster bu alçağı…
der. Yola düşerler. Tavşan arslanı bir kuyunun başına getirir :
— işte sultanım, yolumu kesen o arslan bu kuyunun içinde… Bakınız nasıl da kurulmuş…
Arslan, hırsla kuyunun içine bakar. Suda aksini görün Hırlamaya başlar, kuyudaki aksi de hırlar. Tavşan fırsatr kaçırmaz :
-ı —- Görüyor musunuz Efendim? Size nasıl da meydan okuyor…
Arslan büsbütün hiddetlenir, gözleri döner. (Bir diyarda iki sultan olmaz, parçalamalıyım onu..) diye mırıldanır, ardından da : Gümm, diye kuyuya atlar.
Herşey bitmiştir artık… Tavşan yemyeşil çayırlarda seke seke hayvanlara kurtuluşu müjdeler…
Kim, kendi gururuna kapılırsa kuyuya düşen arslana benzer. Mevlâna, bu hikâyenin sonunda : (Nefsini yen de tavşan gibi hür ol…) diyerek bizi öğütlüyor.